ECRI Raporu Yayınlandı

Eşit Haklar İçin İzleme Derneği tarafından tarihinde yayınlandı

Irkçılık ve Hoşgörüsüzlüğe karşı Avrupa Komisyonu (ECRI), Avrupa Konseyi tarafından kurulmuştur. ECRI, insan hakları alanında çalışan bağımsız bir izleme kuruluşu olup ırkçılığa ve hoşgörüsüzlüğe ilişkin alanlarda uzmanlaşmıştır. Bu kuruluşun bağımsız ve tarafsız üyeleri, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, antisemitizm ve hoşgörüsüzlükle ilgili sorunları ele almadaki yetkinlikleri ve manevi ağırlıkları dikkate alınarak belirlenmiştir.

ECRI beşinci Türkiye Raporu’nda öne çıkan konular;

Suriye ile olan sınırını açma gibi olağanüstü bir jest sonucunda Türkiye dünyada en fazla sayıda mülteci barındıran ülke haline gelmiştir. Türkiye 2013 yılında Yabancılar ve Uluslar arası Koruma kanununu kabul ederek göçmenlerin ve mültecilerin ülkeye entegrasyonuyla ilgili yeni bir çerçeve belirlemiştir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 12 No.lu Protokolü Türkiye tarafından henüz kabul edilmiş değildir ve etnik köken, renk, dil, vatandaşlık, cinsel yönelim ve toplumsal cinsiyet kimliğine dair nedenler bazı ceza hukuku maddelerinde yer almamaktadır.

Nefret söylemi artmaktadır ve devletin üst düzey temsilcileri dahil olmak üzere yetkililerce nefret söyleminin giderek daha çok kullanılması büyük bir endişe kaynağıdır.

Türkiye’de ırkçı ve homo/transfobik şiddetle ilgili veri toplanmamaktadır. Sivil toplum kuruluşlarının raporlarında bu tür yüksek sayıda nefret suçuna işaret edilmektedir.

Dini azınlık grupları yapısal ayrımcılığa maruz kalmaktadır ve pek çok Roman ve Kürt, kamu hizmetlerine erişimde sorunlarla karşılaşmaktadır. Romanlar arasında okula gitme ve resmi ilerde çalışma oranları düşüktür. Bu grupların %80’i gecekondularda oturmaktadır. Kürtlerin yaşadığı bölgeler hala en yüksek yoksulluk oranlarının olduğu bölgeler olup yerinden edilme ve yerinden edildikleri bölgelere dönüşle ilgili bir eylem planı henüz tamamlanmamıştır.

2015 yılında güvenlik harekatının yeniden başlamasıyla durum çok ani bir şekilde bozulmuştur ve pek çok Kürt hak ve özgürlüklerinin ciddi bir şekilde kısıtlanmasıyla karşı karşıyadır.

ECRI Türk Ceza Kanununun (TCK) 216.1nci maddesinin, GPR No.7’nin Madde 18a’sıyla ile sadece kısmen uyumlu olduğunu mülahaza etmektedir. Bu madde kamuyu “sosyal sınıf, din, ırk, mezhep veya diğer kökenler nedeniyle” nefret duygularıyla kışkırtmayı söz konusu eylemin kamu düzenine tehdit oluşturması halinde suç olarak kabul etmektedir.

ynı zamanda ayrımcılığa teşvikin suç sayılması tavsiyesi de, 6. Demokratikleşme paketinde madde başlığı “nefret ve ayrımcılık” olarak değiştirilen TCK Madde 122’de tam olarak kapsanmamaktadır.

Raporun Türkçe çevirisi

Kategoriler: DuyurularGenel