Seçme ve Seçilme Hakkına Eşit Erişim

Uluslararası standartlar dezavantajlı gruplar için  eşitlik, ayrımcılık yapmama ve içermeyi güvence altına alan hukuki tedbirler, politikalar ve pratikleri içerir. Eğer belirli gruplar  sistematik dezavantajlara maruz kalıyorsa ya da fiilen eşitsizlikler sürüyorsa özel tedbirlere başvurmak gereklidir.  “Seçim gözlem metodolojisi için sağlam bir temel sunarak bu yayın, seçimlere azınlıkların katılımını değerlendirirken profesyonelce Devamı…

Barış Süreçlerinde Bağımsız İzleme

Türkiye’de yürütülen müzakere/barış sürecinin bağımsız gözlemciler tarafından izlenmesi tartışmaları giderek daha sık gündeme gelmektedir. Dünyanın tüm çatışmalı bölgelerinde taraflar arasında geliştirilen barış süreçlerinin “bağımsız gözlemciler” tarafından izlenmesi deneyimleri, sivil toplumun oynayabileceği role ilişkin de fikir vermektedir. Eşit Haklar İçin İzleme Derneği olarak bu rolün “barış” a ulaşmaktaki yapıcı önemine inanıyoruz Devamı…

Cumhurbaşkanı Seçimi Bağımsız Gözlem Raporu Yayınlandı

  2011 Milletvekili Genel Seçimlerinden itibaren bütün seçimleri izleyen Bağımsız Seçim İzleme Platformu’nun 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanı Seçimi Gözlem Raporu yayınlandı. Platformun bu kez de Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) gözlemci statüsü talebiyle yaptığı başvuru reddedilmiş olmasına rağmen, fiili olarak demokratik gözetim hakkını kullanmak üzere sosyal medya ve web sitesi aracılığıyla Devamı…

Irk veya Etnik Kökene Dayalı Ayrımcılığı İzliyoruz

Türkiye’de farklı ırk veya etnik kökene sahip birey ve grupların uğradıkları ayrımcılığı, bu alanda çalışan sivil toplum örgütleri ile birlikte sistematik olarak izlemeyi ve raporlamayı hedefliyoruz. Projenin temel amaçları; Irk ve etnik kökene dayalı ayrımcılığı görünür kılmak  ve toplumsal  farkındalığı artırmak, Bu alanda var olan yasaların ve kurumların güçlendirilmesi ve gerekli Devamı…

Türkiye: Yok Olma Tehdidiyle Karşı Karşıya Olan Anadiller Ülkesi

Tek dilli bir toplum yaratma politikaları ve anadili kullanmaya ilişkin yasaklamalar  bu ülkede farklı dillere sahip etnik grupların kendi dil ve kültürlerini yaşatmasına izin vermiyor. Dilleri evlerin dört duvarı arasına  hapsetme politikaları yok olmalarının başlıca nedeni.

Unesco’nun tehdid altındaki diller atlasına göre 1990 yılından bu yana

Türkiye’de üç dil kayboldu

Kapadokya Yunancası, dünyada da son derece tehlike altında.

Diyarbakır Lice’deki Kamışlı köyünde konuşulan Mlahso da kayboldu. Suriye’ye göçen köylülerden İbrahim Hanna’nın 1995’te ölümüyle bu dil de öldü.

Ubıhça Tevfik Esenç’in 1992’de ölmesiyle kayboldu. (daha&helliip;)

Seçmeli Ders Uygulaması Ayrımcılığa Yol Açıyor

Radikal – Diyarbakır Protestan Kilisesi Pastörü Ahmet Güvener’in lise birinci sınıfa giden ve zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi dersinden muaf bırakılan kızına, seçmeli din dersi ‘zorunlu’ kılındı. Baba Güvener, sadece dini içerikli üç dersin seçmeliler arasında bulunduğunu, diğerlerine sınıf açılmadığını, kızının kredisinin tamamlaması ve sınıfta kalmaması için bu üç dini seçmeli dersten birine girmek zorunda bırakıldığını söylüyor. İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Hadi Ağırbaş ise öğrenciler ve velilerin ortak tercihiyle derslerin seçildiğini; öğrencinin, iki liseye naklinin yapılabileceğini belirtiyor.  (daha&helliip;)